21 Mayıs, Kafkasya’da yüzyıllarca süren, egemenlerin Kafkasya’yı ele geçirme savaşlarının, Çerkesler aleyhinde sonuçlandığı gündür. 21 Mayıs, egemenlerin yaptığı tarihin yoksullar ve emekçiler için yıkıcı sonuçlarını ortaya koyan sembollerden birisidir. Bu tarih, sürgün yolunda kaybettiğimiz insanların tarihidir, Bu tarih, 50 kişilik teknelere 200 kişi doldurup, tekne batıran insanlık dışı zihniyeti hafızalara kazıyan tarihtir. Bu tarih, sürgüne uğramış, binlerce insanını kaybetmiş bir halktan, köle, cariye, asker çıkarma anlayışını hafızalarımıza kazıyan tarihtir. Bu tarih, barbarlığa, işgalciye, haksızlığa direnen tüm halkların sergilediği gibi, onurlu bir mücadelenin hafızalara kazındığı tarihtir.
21 Mayıs 1864’ün arka planındaki anlayış, bugün başka biçimlerle karşımıza çıkmaktadır. Bugün, Hazar petrolleri üzerinden karşımıza çıkmaktadır. Bugün, Kafkasya’da NATO askeri yetiştiren Türkiye’yle karşımıza çıkmaktadır. Bugün, ABD müttefikliğinde kendisiyle aynı safta yer alan, Şaakaşvili Gürcistanı’nın ”toprak bütünlüğüne” saygılı AKP hükümetinde karşımıza çıkmaktadır. Bugün Ubıhça’nın kaybolduğu gibi, birçok dilimizin tehlikede olduğu Anadolu coğrafyasında karşımıza çıkmaktadır. Bugün kardeş halkları birbirine düşüren, bölgede huzur ve refahın yerine istikrarsızlığı koyan, günümüzün kapitalist Rusyası’nda karşımıza çıkmaktadır.
Kafkasya halklarının belleğini ve direniş algısını belirleyen bu önemli gün; sıradan bir anma veya dert yanma günü değil, sürgünü, soykırımı ve bunların günümüzdeki eşdeğerlerini bütünlüklü ele alıp, direnme ve dayanışma bilincimizi en fazla açığa çıkarmamız gereken bir haykırma ve hesaplaşma günüdür.
Sürgün ve soykırım, bir insanlık suçudur. Bu nedenle 21 Mayıs’ta, tüm halkları ‘emeğin, özgürlüğün, eşitliğin safında’ yan yana yürümeye davet ediyoruz.
Biz, bu tarihin yıprattığı halkımızın duygularını istismar eden, halkımızın ve ilericilerin birikimine ve gücüne değil, küresel güçlere bel bağlayan algıya karşı, Dünya halklarının eşitlik talebini haykırıyoruz. Kafkasya’da ”Amerikan Baharı” örgütleyicilerine karşı, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin örgütlenmesi gerektiğini haykırıyoruz. Tam boy işbirlikçilerin, milliyetçilerin, gericilerin demogoji ve yalanlarına karşı, insanlığın ilerici birikimini savunuyoruz.
Biz, halklarımızın yaşadığı bu trajediyi kullanarak kendisine Kafkasya’da koridor açmaya çalışan uluslararası güçlerle ortak çözüm arayışında olan neo-liberallerin stratejik hedeflerine, her türden küresel aktöre karşı tam bağımsız bir yerden 21 Mayıs algımızı belirliyoruz.
Bizler, aynı pankart altında olacağımız yürüyüşümüzü Saat 15:00’te Kabataş’tan başlatarak, Dolmabahçe’deki korteje katılıp Beşiktaş’ta halklarımızla yan yana olacağız. Halklarımızı, Eşitlik ve Özgürlüğü haykırmak için 20 Mayıs Pazar günü, Kabataş’ta buluşmaya çağırıyoruz.
Yaşasın Dünya Halklarının Eşitlikçi Geleceği !
Sürgün ve Soykırım İnsanlık Suçudur, Tüm Ezilenler Saflara!..
Emekçiler, Kimliğinden Yoksun Bırakılanlar! Omuz Omuza, 21 Mayıs’a!..
Ne ABD Ne AB Ne Rusya, Yaşasın Özgür Kafkasya!..
YOKSULLAR VE YOKSUNLAR İÇİN ÇERKESLER VE DOSTLARI
SOSYALİST ÇERKESLER